Egeli sanayici ve iş insanları: 2022 ekonomi için zor bir yıl olacak

Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan değişimler ve piyasalara etkilerinin ele alındığı, EGİAD, ESİAD ve İZSİAD üyesi iş insanlarının yoğun ilgi gösterdiği toplantı online olarak gerçekleşti. İş insanlarının örgütlendiği üç derneğin yöneticileri yaptıkları konuşmalarla Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu dile getirdi. Uygulanan ekonomik ve kur politikaları, enflasyon ve belirsizliklerden yakınan iş insanları, zor bir yıl olacağı görülen 2022’de şirketlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve istihdamın korunmasının önemine dikkat çekti.

‘TÜRKİYE, KAYIT DIŞI ÇALIŞMANIN EN YÜKSEK OLDUĞU ÜLKELERDEN BİRİ’

EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, konuşmasına kayıt dışı ekonominin etkilerine değinerek başladı. Yelkenbiçer, “Çalışanları sosyal güvenlik, emeklilik, yasal çalışma saatleri gibi temel haklardan, devleti vergi gelirinden mahrum bırakan kayıt dışı çalışma Türkiye ekonomisinin başlıca sorunlarından birisidir. Son yıllarda kayıt dışılıkta, özellikle ücretli kesimde, önemli bir gerileme olmakla birlikte Türkiye, OECD ülkeleri arasında kayıt dışı çalışmanın en yüksek olduğu ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Çeşitli çalışmalar genelde asgari ücret artışlarının, kayıt dışı istihdam üzerinde olumsuz etkinin varlığını ortaya koyuyor” diyerek enflasyon ve kurda oynaklığın azaltılmasının önemine de vurgu yaptı.

‘KÜÇÜK İŞLETMELER DESTEKLENMELİ’

Kur artışı nedeniyle artan girdi maliyetleri ve daralan pazar nedeniyle özellikle küçük işletmelerde işten çıkarmaların yaşanabileceğine dikkat çeken Yelkenbiçer, “Küçük işletmelerin işten çıkarma gibi istenmeyen durumlardan kaçınmaları noktasında sosyal güvenlik desteği, istihdam desteği, kredi limitleri ile ilgili artış destekleri gibi farklı finansman kaynakları yaratılarak desteklenmeleri yerinde olacaktır. Enflasyonla mücadele ve kurla ilgili para politikalarının gözden geçirilmesi gerekliliği açıktır. Aksi takdirde yapılan zam oranının enflasyon karşısında erimesinin önüne geçilemeyecektir” diye konuştu.

‘MEVCUT EKONOMİK DURUMDA YATIRIMLAR ERTELENİYOR’

ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı ise ihracatı artırarak büyümeyi ve cari açığı düşürmeyi hedefleyen yeni ekonomik modelin başarılı olabilmesi için sanayide ve dış ticarette gerçek bir yapısal dönüşüm ihtiyacının önemini vurguladı. Yüksek teknolojiyi ve katma değeri önceleyen ve ithal girdiyi düşürecek üretim politikaları izlenmesinin gereğini aktaran Karabağlı, “Yüksek enflasyon engellenemediği, dengeli ve istikrarlı bir kura ulaşılmadığı takdirde sanayi üretiminde dolayısıyla ihracatta gerileme riski vardır. Mevcut ekonomik durum nedeniyle yatırım kararları ertelenmektedir” ifadelerini kullandı.

‘TÜFE’Yİ İKİYE KATLAYAN ÜRETİCİ ENFLASYONU ZORLU SÜRECE NEDEN OLDU’

Daha sonra söz alan İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt da enflasyon ile mücadelede faiz artırımının temel müdahale yöntemi olduğu dünyada genel kabul görürken Türkiye olarak daha farklı bir yol izlemenin tercih edildiğine dikkat çekti. Küçükkurt, “Küresel piyasalarda zaten var olan enflasyon, ülkemizde de hızla tırmanışa geçti.  Düşük faiz politikası dövizi yükseltirken ihracatı teşvik etmesi olumlu bir manzara oluştursa da ithal ara mala muhtaç sanayimiz ve üreticilerimiz için yüksek döviz ve neredeyse TÜFE’yi ikiye katlayan Üretici Enflasyonu zorlu bir sürece girmemize neden oldu. Bu sebeple hem üretim maliyetimiz yükseldi hem de öngörülemezlik sebebiyle finansmana ulaşma ve fiyatlamada sıkıntı yaşamaya başladık” dedi.

‘2022 ZOR BİR YIL OLACAK’

2022’nin zor bir yıl olacağı konusunda uyarıda bulunan Küçükkurt, “Bu süreçte yüksek enflasyon ile önünü görmeye çalışan üreticileri zor bir yılın beklediğini düşünüyorum. Aynı şekilde tüketiciler için de bu seviyede bir enflasyonun son derece zorlayıcı olacağı da bir gerçek. İş aleminin siyasetten beklediği küresel ekonomi ile entegre, ekonomi biliminin gereklerini yerine getiren, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir ekonomik ortamın yaratılmasıdır. Dünya ile entegre, demokratik değerleri yücelten, uluslararası piyasalarda güven telkin eden, spekülasyon için değil yatırım için likiditenin geldiği bir Türkiye beklentimiz ve arzumuzu koruyoruz. Ayakları yere basan, önünü gören ve üretim iklimine girmiş bir Türkiye yaratmak hepimizin görevi” diyerek gerekli adımlar atılmadığı taktirde 2022 yılında enflasyon ve yüksek döviz sarmalına girmiş bir Türkiye manzarasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir