Kadife Şahin
Yaşamını edebiyata adamış, edebiyatımızın güçlü kalemi Füruzan, ‘Akim Sevgilim’ adlı öykü kitabında okuru Türkiye toplumunun canlı hayatlarına şahit ediyor. Üç farklı hikayeden oluşan kitapta, muharririn kalem kahramanları o denli hoş, o denli gerçek ki sinemaya aktarılsa da izlesek diyorsunuz…
Öykü kitabı, ‘Akim Sevgilim’, ‘Sesi Olmayan Türkü’ ve ‘Varoşlarda’ isimli üç okumaya paha hikayeden oluşuyor.
‘Akim Sevgilim’de sevgi dolu bir aşk kıssasını mevzu alan Füruzan, İstanbul Erenköy’de yaşayan varlıklı bir ailenin hayatını anlatırken, nelere değinmiyor ki… Muharrir, insanoğlunun bugün de asırlar öncesinde de düşündüğü, uğraştığı savaş, aşk, evlilik, kadın-erkek bağı, cinsellik, güçlü, varlıklı kız, fakir, alt kademeden olan erkek sevdası ve insanın paraya, varlığa olan düşkünlüğünü doyumsuz bir gerçeklik ile anlatıyor.
AŞK YASAK DİNLER Mİ?
Kendi mi anlatıyor? Hayır, hiç karışmıyor Füruzan; anlatımı lise öğrencisi genç bir kıza bırakıyor. O kız ki akıllı mı akıllı… Erenköy’deki köşkte teyzesinin ailenin toplum içindeki “şöhret”lerine yakışır ömrü için dayattığı katı kurallarını sorgulayarak yaşıyor küçük kız.
Ayıptır denmesine rağmen birtakım büyükleri üzere o da kapı dinliyor. Kimseye sezdirmeden bahçıvanları Akim ile küçük teyzesi Keriman’ın buluşmalarını gözetliyor. Halbuki bu aşk, birbirine yakışan sevgi dolu iki insanın aşkı olmasına rağmen imkansız aştır. Aile ve toplum buna müsaade vermez.
Küçük kız ergenliğe adım atarken toplumun ayıp ve hata saydığı bayan olma hallerini ve dileklerini yasak elma kefesine koyuyor, bir yandan da aşkın, sevginin doyumsuz his dalgalarında buluyor kendisini. Kaç bin kere öpmüştü Akim bahçıvan küçük teyzesini o hoş ağzıyla, şahit olmuştu.
Akim Sevgilim, Füruzan, Yapı Kredi Yayınları, 2023.
“…Sesi yaz bahar esintisi oluyordu. Havanın sıcağı üzere titreşiyordu arlarında. Sevişmelerinin, sarılışlarının buharı nasıl da amberliydi.”
KAYIPSA SEVDALILAR, TÜRKÜ SES OLUR ARKALARINDAN…
‘Sesi Olmayan Türkü’de de tekrar yasak ve kabul görmeyen bir aşkı kaleme alıyor Füruzan. Bu defa Ege’nin hoş beldelerinden biri olan Edremit’teyiz. Olağan artık turizm talanına uğramış Edremit değil. Yeni yeni yerleşim yerleri inşa ediliyor. Muharrir daha birinci cümlede vurguyu yapıyor: “Varlıklı ailelerin çocuklarını Avrupa’da ve Amerika’da okutmayı, yüksek tahsilleri sona erdiğinde Batı’nın uygarlığında sürüp gidecek iş ve aile münasebetlerini kurabilmelerini düzenleyip gerçekleştirdikleri yıllardı…..” Bu sevdalar günümüzde de sürüp gitmekte. Hele de ülkenin geleceğinden umutsuz olanların artlarına bakmadan gittikleri düşünülürse mevzu yalnızca âlâ bir eğitim olmakla hudutlu kalmıyor.
Füruzan, gerçekleri çarpa çarpa yazıyor. Daha yasak aşkın hikayesine girmediniz ancak tadı alıyorsunuz, muharrir “Ey okur, Türkiye’yi, bizi yazıyorum. Oku, düşün, hisse çıkar” diyor.
“Beton yapıların toplumsal konut olarak türemediği, apartman katlarının çift tuvalet, hizmetçi kısımları, servis kapıları olmadan düşünülmediği, planlarda en az üç yüz metrekare çizildiği, vakitler giderek gerideydi….”
Varlıklı aile Varnalılar’ın hoşlar hoşu kızı, gönlünü yakışıklığıyla yöre halkının kızlarının ve babalarının uykusunu kaçıran fakir Yandım Duran’a kaptırıyor. Kız, çok varlıklı, delikanlı ise tekrar kendisi üzere güzelliğiyle nam alan yoksul Yandım Ömer’in oğlu. Yangın üzere bir aşkın içine düşüyor birbirini gören iki genç. Trajedik sonları, ‘Sesi Olmayan Türkü’de masalımsı bir hikayeyle ölümsüzleşiyor.
BETON KENTİN ÇÖPLÜĞÜNDE YAŞAM
Üç hikayeli kitabının son hikayesinde Füruzan, Türkiye’nin acı gerçeği varoşlardaki hayatı kıyısından tutarak, küçük bir çocuğun ve çöplüklerden yiyecek, giysi ve oyuncak modülleri toplayarak var olma savaşı veren bir babanın öyküsünde anlatıyor. Bu o denli bir varoş ve kent gerçeği ki müellifin çarpıcı cümlelerinde şu çıplaklıkla yer alıyor:
“Bir eskiçağ buyurganını koruyan görkemli kaleleri andıran varsılların sitelerindeki hayatları yaşayanlar kentin deşilerek yumrularla büyümesinin kendilerine mutlaka yaklaşmayacağı oyalanmasındaydılar.”
……”Sabahları yollara boşalıveren erken kalabalığın renksiz yığılımının yanından sıyırtarak geçen gösterişli arabalarındakiler kentin beton kurşuniliğinde bu basitçe eriyiverenleri ayırt edemiyorlardı.”
Birbirinden hoş yazım lisanını ile yazılmış Füruzan’ın ‘Akim Sevgilim’ adlı öykü kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.